-
1 başka
I adj1) andere(r, s)\başka bir arabaya çarpmak auf einen anderen Wagen aufprallen\başka birisi jemand anderes\başka fikirde olmak anderer Meinung seinbir \başkası ein anderer, eine andereyapacak \başka bir şeyim kalmadı es blieb mir nichts anderes übrig2) anders\başka türlü olmaz es geht nicht anders3) noch\başka bir arzunuz var mı? haben Sie noch einen Wunsch?\başka kimler/neler wer/was noch alles4) \başka yerde anderweitig, woanders, anderswo\başka yere asmak umhängen\başka yere koymak umstellen, umsetzen; ( yerini değiştirmek) versetzenbirini \başka yere oturtmak jdn umsetzen\başka yere taşınmak wegziehen\başka yere taşınmış olmak umgezogen [o verzogen] sein\başka yere verilmek anderweitig vergeben werdenbir kabloyu \başka yerden geçirmek ein Kabel umlegen5) (-den \başka)benden/senden/bizden \başka außer mir/dir/unsbu...den \başka bir şey değil das ist nichts anderes als...bundan \başka außerdembalıktan \başka her şeyi yerim ich esse alles außer FischII adv sonst\başka bir arzunuz var mı? haben Sie sonst noch einen Wunsch?\başka bir şey olmadı sonst ist nichts passiert\başka kimse var mıydı orada? war sonst noch jemand da?\başka başka soru( nuz) var mı? (haben Sie) sonst noch Fragen? -
2 nihayet
nihayet [niha:-]bir şeye \nihayet vermek ( bitirmek) etw beenden; ( vaz geçmek) mit etw aufhören [o Schluss machen]II adv1) ( sonunda) am Ende, endlich, schließlichen \nihayet letztendlich, letzten Endes2) bloß; (- den başka bir şey değil) nichts ander(e) s alsama bu, \nihayet bir nüktedir aber das ist bloß ein Witz
См. также в других словарях:
nihayet — is., Ar. nihāyet 1) Son Ben nihayete doğru yanımdaki çocuğu dürterek kalktım. Ö. Seyfettin 2) zf. (ni ha:yet) Sonunda Uzun bir münakaşadan sonra nihayet işi şakaya dökmek zorunda kaldı. Y. K. Karaosmanoğlu 3) zf. den başka bir şey değil Ama bu,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köprü — is. 1) Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı. O. S … Çağatay Osmanlı Sözlük